MASAL 21

DERLEME YERİ: TAVAS,MERKEZ

ANLATAN: ÜMMÜHAN AKTAŞ,1923 DOĞUMLU

 


MASAL

       Bi varmış bi yokmuş. Evel zaman içinde galbır saman içinde deye başlarımış. Bi gara sopa vamış. Adı kara sopaymış. Genelde başlaken bu kara sopa kelolan üsdünde, hikaye üsdünde başlayor. Kelolan da kara sopa yılaniken şöle ervan varımış, ervan. Kelolan da bunu yardımcı oluyoru. Ervan da kendi deliyini götürmek için erveni götürüyor. Erveni götürürken deyor ki, telsi edmiş bubasına, teslim edişinde deyor, karşılını alman ilazım. ''Alayım da'' deyor, ''ne alayım.'' ''Sen'' diyor, ''babamın kirli yalını alısın.'' ''Neden kirli yalı, çok kirli mi?'' ''O yalık berketli de ondan'' demiş. ''Serdin zaman garnın acıkdı mı seresin kirli yalı böle, ne aklına gelise onu'' diyor, ''getirir, o bu gada düzenlidir. Kirli yalın marifeti budur'' diyor. Tabi bubasına o ervanı teslim ettiyinde deyorüki, ''benden'' diyor, ''dile benden ne dilersen.'' ''Ben'' diyo, ''seni ne yapdım ki'' diyo. ''Sizin'' diyor, ''kirli yalınızı isterin'' diyo. ''Ya dime ya'' diyor. ''Kirli yalı hiç kimse istimez. Benim yalım kirli, sizi gelmez'' diyo. ''Osun'' diyor, ''ne gadar kirliyise benim için söz konusu deyil'' filen diyor. O du kirli yalığa razı geliyo yani, ervanı getirdiyinden dolayı. Bi de kirli yalığ alıyo. Yolda giderken tabi, garnı aç, garnı acıkınca, tabi ne istese önünü geliyo kirli yalığılan. Onu yerken de, böle uzun bi yolda  bi eşşekle iki gatır yüklemiş bi itiyar böle çıkıp geliyo. Diyor ki, ''hoyrola kelolan, sen burda ne işin var.'' ''Ben'' diyor, ''bi evreni yerine ulaşdırdım da geliyodum memliketime doru, garnım acıkdı da şurda ağecin altında biraz dinnenem'' diyor. ''Bi de garnımı doyuruyom'' diyor. ''Heç bi şeyim de yok ama siz'' diyor, ''isdeyin ben onnarı getiririn.'' Oturuyola orda muabbed edeken, ''benim'' diyor, ''bi marifetli bi yalım var, sen ne isdesen, canımız istedinden önümüzü getiriz.'' Deyor itiyara. Ne isdese isdesin tabi ki önüne getiriyor. İtiyarın da hoşuna gidiyor yani bu hadise. ''Alma isdiyo, alma getiriyo, yemek istiy, yemek geliyo, her dürlü yemen çeşidlerini isteyo, et isteyo, tabık isteyo, bunarı getiriyo. Tabi itiyarın bu hoşuna gidiyo. O da, ''benim'' diyor, kırk bin askerim var. Benim de kavrana sorunu var. Allahım bu nasıl olur? Şu eşen üsdünde çift gabam var ya benim.'' Bu kabakları indiriyolar aşşağı. Tabi birer de mantar tıkalı. Gaban mantarlana açınca, böle yirmi bin bi gabakda, yirmi bin asker bi gabakta çıkıyo dışarıya. Parola deye emir veriyo itiyar. Askeri hizaya çiziyo. Yani bu esnada bütün ordu garşısında hizayı çiziyo. Yani kırk bin askeri hizayı çiziyo. Bu marifetle hizayı gelip gelmeme hadiseleri kara sopayla hallediyo. Kara sopayı da deyo ki itiyar, ''yav benim kara sopayla senin şu kirli yalı bi tırampa etsek nası olu? Deniştirsek.'' ''Olu'' deyo kelolan, ''deniştirelim'' deyo. O da deniştiriyor. Bu gara sopayı alıyor, şeyiyle beraber gabaklarınan kırk bi asgere alıyor gara sopayılen. O da kirli yalı ona veriyor. Hayli bi müdded giddikden sona itiyar, gara sopeye emir ediyo kelolan, ''gid'' diyor ''benim kirli yalı geri al.'' Gidiyo kirli yalı geriye alıp geliyo. Bu sefer de kelolan hem yalık sabı oluyo, hem de gara sopa sayibi oluyo yani. Tabi sope sayip olunca kendi şehrine geldiyinde, sevdiyi gızı bi türlü padişah vermeyo yani. ''Benim'' diyo, ''yirmi bin askerim var,işde'' diyo, ''onun garnını doyurman ilazım, istimeye gittiyinde.'' Gız istemeye gidiyo da, bi de bunu istimeye gittiyinde diyo ki, ''onun yirmi bin askeri varısa, benim de kırk bi askerim var'' diyo yani. ''Yemek isterise, yemek istediyi gada var. ''Söz konusu deyil'' diyo. Yalısı orduya doyuruyo. Yani yirmi bin askere doyuruyo, ama öbür tarafta kırk bin asgeri var kelolanın kendisine ayit. Kelolan da kara sopaya emrediyo, bu padişahın garşısında da bi sarey yapdıddırıyo askere, kendi kırk bin askerine. Etrafını da bağımsız olarak çiziyo yani. Bakıyo ki padişah kırk bin asger var etrafında. Saray dediyin sabahdan aşama gada dikiliyo. ''Bu nerden gaynaklandı'' diyo. Vermiyince gini de vermeyo yani. Kelolan garı sopa ''gid'' diyo, ''şu padişahın üzerinden hakından bi gel de, ne edcesen kızını bene vesin.'' ''Da olmadı'' diyo, ''güzel bi annıce şekilde davran.'' Tabi sopa gidiyo, bu padişaha güzel bi dövüyo. Evire çevire dövüyo. Dövdükten sora, ''sen keolana gızını nası vemessin'' deye karyolasıyla beraber alıyo, bi sahraya götürüyo. Kara sopa karyolasıyla beraber götürüye ve de orda sahrada razı geliyo gari. Böle yani da uzun şele var. Kızın kelolana yakışır vaziyette kırk gün kırk gece düyün yapıyo. Her türlü askerine ''padişah benim işde'' diyo, ''yirmi bin askerime bul garnını doyur'' diyo. ''O sorun deyil'' diyo kelolan, ''sen'' diyo ''yeter ki asgerin garnını doyurme dile benden'' Yalını seriyo, yirmi bin asgere doyuruyo. ''Ben saten gündü kırk bin askeri doyuruyon'' diyo. Tabi o kirli yalını serince istediyi gada yemek asgeri önünde. Bu şekilde mudlu son oluyo.    



Kaynak: DENİZLİ YÖRESİNDEN DERLENMİŞ MASALLARDR.MUSTAFA ARSLAN
Yazdır

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin



  Beğen | 0  kişi beğendi